3d Yazıcı ile İstanbul Maketleri Basmak

3d yazıcı ile İstanbul maketini bastığımda bana Abdülhak Şinasi Hisar’ın Boğaziçi Mehtapları adlı eserinden şu sözleri hatırlattı:

“Eski Evlerin hayatı insanları tabiattan şimdiki apartmanlar gibi ayırmazdı. Eve bahçeden geçilir, bahçe sulamak için bir kuyudan su çekilir, çiçekler bahçeden evlere girer, lavanta çiçekleri temizliği duyuran kokularını yataklara dökerdi. İnsanlar ne tattıkları zevkleri değiştiren mevsimleri, ne de sevdikleri hayvanları düşünmemezlik edemezlerdi. Evin en rahat köşelerinde kedileri horlardı.”

Evet, İstanbul’un üç boyutlu panoramik görüntüsünde İstanbul’un o eski zamanlarda bahçeden geçerken aldığınız, gül ve lavanta kokularını burnunuzda hissetmek istemez misiniz?

Hatta kendinize özel Büyükbabanızın, babanızın, annenizin yaşadığı eve benzer bahçeli bir evin maketini tasarlayarak 3 boyutlu modelini çıkarmayı mutlaka hayal etmişsinizdir.

İşte 3d yazıcı ile istanbul maketleri basmak için pidu var

Pidu Z serisi, Pidu Z100, Pidu Z200, Pidu Z300 yazı modelleri sizi hayallerinize ulaştırabilir.

İstanbul’da Kadıköy’ü gezmek

Evet, zannederim, çocukluğunuzun geçtiği Kadıköy’ü hayal ediyorsunuz: Hayaliniz sizi kâh Mühürdar’a, kâh Moda’ya, bazen Fenerbahçe’ye, Kuyubaşı’na, Göztepe’ye, Suadiye’ye… Güzelim dekoratifi içinde sizi oradan oraya sürüklüyor.

Ama siz, şimdilerde, başka bir yerdesiniz.

Evet,” Kadıköy’ün üç boyutlu maketi şöyle karşımdaki duvarda tablo gibi asıllı olsa ne güzel olurdu!” diye söylendiğinizi duyuyor gibiyim.

Evet, gerçekten işiniz kolay… Ya bir Pidu Z yazıcı edineceksiniz, ya da yok, İstanbul’un Kadıköy semtine ait bir maket isteyeyim.” de diyebilirsiniz.

Vallahi, nasıl arzu ederseniz… İnanın Pidu ile her isteğiniz mümkün hale gelir.

Evet, aslında hayal ettiğiniz Kadıköy eski halini koruma açısından en şanslı semtlerden.

İş dolaysıyla ara sıra yolumuz düşüyor.

Kadıköy, elbette, kendisinden önceki Kadıköy’e benzemiyor. Ancak yinede Kadıköy geçen yüzyılın başından izler taşıyor.

Ancak yine insan o eski cumbalı ahşap evleri özlüyor.

Yalnız cumbalımı bütün ahşam evlerin âdeta kendine mahsus kişiliği vardı.

Çinko balkonlu, ahşap balkonlu, hatta basbayağı tahtanın gergef gergef nakış dantela gibi işlendiği o saçak görüntüler… Ah, ne hoştu değil mi?

Şimdi 3D yazıcıyı hatırlayınca eh ben mimarım zaten, ben heykeltıraşım, nem peyzaj mimarıyım diyen sizlerin birden zihninizde şimşekler çaktığını düşünüyorum.

Neden bir 3D yazıcı Pidu Z serisinden bir yazıcı alıp benim gibi İstanbul’ u özleyen birin İstanbul’un semtlerini hatırlatacak bir tasarıma ben neden imza atmayayım de gibisiniz.

“Ah, be!” diyorsunuz içinizden “Şimdi, Pidu Z serisinden bir 3D yazıcım olacaktı ki bak, neler yapardım?

Bak, siz tasarımdan anlıyorsunuz, 3D modelleme programları kullanıyorsunuz, zaten bir mimarsınız sadece tasarımınızı, hayaliniz üç boyuta dönüştürecek bir Pidu Z model 3D yazıcıya ihtiyacınız var.

Çocukluğumdan Hatırlıyorum Yolum İstanbul Acıbadem’e düşerdi

Bak, şimdi ne hatırladığınızı biliyorum. Resim öğretmeniniz Acıbadem’in bir manzara resmi istemiş sizden değil mi?

İşe, bunun için Acıbadem’e farklı bir gözle ve farkındalıkla bakmıştınız, değil mi?

Nasıl tasvir etmiştiniz Acıbadem mi?

Evet, büyük ihtimalle Acıbadem’in o yeşilliklerinden başlamışsınızdır çizmeye. Acıbadem’in yaz günlerini, yaprak hışırtıları ve böcek sesleriyle bezenmiş o derin sessizliği, çizmeye çalışmıştınız.

Evet, hatırlıyorsunuz, Acıbadem sizin sessizlik, dinginlik köşeniz olmuştu ondan sonra…

Evet, Sayın şehir planlayıcı kardeşim, senin gibi Ayrılık Çeşmesi’nin bir yerlerinden Kadıköy’den Acıbadem’e vardığınız o yerin üç boyutlu bir modelini çıkartsanıza, ne dersiniz?

Orada yüzyıllık ağaçlar geniş yaprak yelpazeleriyle salınarak rüzgara yardımcı olurlardı.

Evet, iyi hatırlıyorsunuz geniş yaprak yelpazeleri arasından gökyüzü mavi benekler gibi görünürdü.

Mavi yapraklar arasında durmadan oynaşan, yer değiştiren mavi benekler…

Geceleri yaprak örtüsü yelpazeleri arasında yıldızları o süzülen ışıkları bambaşka olurdu değil mi?

Osmanlı devrinde sultanların, şehzadelerin yaşadığı söylenirdi bu semtte.

Sultan köşkleri süslerdi dört bir yanı…

O güzelim sultan köşkleri görkemli, şaşaalı günlerini çoktan kapatmış değil mi?

Evet, bence Kadıköy’ün de, Acıbadem’in de Elbise gibi haritaları zihin hikâyenizde…

Acıbadem Lisesi’ni yine Zeynep Kamil Sağlık Meslek Lisesi zihin haritanızda…

Zihin hatıranızdaki hikâyeler ve haritalar o eski halleriyle üç boyutlu hale dönüşmek için çırpınıyor, adeta size yalvarıyorlar.

Yapacağınız nihâyetinde size değişik ticari tasarımlar yapacağınız kârlı kazançlara dönüştürebileceğiniz Pidu Z 3D yazılar var.

İstanbul ve semtleri gerçekten anlatmakla bitmez, belki de bu yüzden Ziya Osman Saba “Değişen İstanbul” adını verdiğini son eserini bitiremedi.

İstanbul Eminönü ve Yenicami

Yeni Cami’nin hikâyesi, on altıncı yüzyılın sonlarında başlar.

Evet, ünlü “Safiye Sultan”, kendi adına bir cami yaptırmayı hayal eder…

Biliyor musun, Yeni Cami’nin ilk tasarımcısı Davut Ağa…

Karışık bir işten töhmet altında kalınca Dalgıç Ahmet Ağa’ya inşaata başlamak nasip olur.

Ancak 1603 yılında inşaat durur.

I. Ahmet tahta geçer ve Safiye Sultan eski saraya mecburi ikamet eder.


Bir yorum yazın


İçindekiler